Bazı isimler vardır, yıllar geçse de eksikliği hissedilir. Hafızalarımızdan silinmez. Her yaptığı sevilir, takdir edilir. İkon haline gelir. Söylenecek çok söz var aslında. Uzun saçların içimize işleyen sesin, babacan tavrın, çocuklara olan aşkın ve daha çok sayıda cümleler sığar buralara.

Sanatçı, besteci, söz yazarı, sunucu, köşe yazarı, yapımcı, kültür elçisi…

Bayramlarda erken kalkıp içimin neşe dolmasını sen sağladın mesela. Bugün bayram, erken kalkın çocuklar dediğinde senin sözünü dinledik. En güzel giysilerimizi giyip bugün senin yanında olan milyonlarca insan varsa, o sevgi kalpten geliyordur. Çocuk sevgini dünyanın her yerine en güzel şekilde sen anlattın. Çocukların en iyi arkadaşı sendin. Tepeden bakmayıp onların seviyesine inerdin. Bu o kadar ince bir davranış ki! En anlamlı çocuk şarkılarını senden duyduk. Arkadaşım eşeği yetişkinlere defalarca dinlettin. Hasta olduğumuzda nane limon kabuğu şarkınla iyileştik. Hatta hiç unutmam bu şarkınla Japonları kendine hayran bıraktın. Domatesi, biberi, patlıcanı bir aşkla harmanladın. Pazar günlerini çocukların günü yaptın adam olacak çocukla. Film gibi programında kavuşamayanların kapısının açılışını Gülpembe ile yaptırdın. Gözlerimizi nemlendirdin. Senin sesinle bekledi insanlar sevdiklerini. AYI kelimesini sevdirip okumayı öğrettin.

2 Ocak 1943 günü İstanbul Bağlarbaşı, Zeynep Kâmil Hastanesi’nde saat 2’de ailenin 2. çocuğu olarak yaşamına ilk adımını attı Barış Manço. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında doğduğu için ailenin savaşın bitmesine duyduğu özlemle ismini Barış koydular. 1967 yılında Hollanda’da büyük bir trafik kazası geçirdi ve bu kaza bıyık bırakmasına sebep oldu. Bıyığının altındaki kesik ona hatıra oldu. “Benim her şeyim” dediği Lale Manço’yu 1975 yılında tanıştı. Bozuk bir telefonla gerçek hayat arkadaşını buldu. Hadi biraz o güne götürelim sizi.

Ablasına misafirliğe giden Lale Manço’nun telefonu bozulur ve üst komşusu olan eniştesinin kapısını çalar. Kapıyı açan kişi Barış Manço’dur. Lale Manço’nun “Telefon edebilir miyim?” sorusuna “benimle evlenirsen edebilirsin” yanıtını verir. “Neden olmasın” diyen Lale Manço, içeriye girip telefonu kullanır ve parasını ödemek istediğinde verdiği “ne parası! Nasıl olsa evleneceğiz” cevabıyla tekrar şaşırtır Lale Manço’yu.

Çok şey oldu Barış Manço bizim için. Kaç nesil büyüdü onunla. Dünya saygıyla eğildi. Müzik dünyasına kazandırdıkları bizler için çok önemli oldu. Türkiye’nin Barışı oldu. Bugün geriye dönüp baktığımızda 20 yıl olmuş aramızdan ayrılalı. “Ömrümün sonbaharında” şarkısında dediği gibi son şarkısını tamamlayamadan hayat veda etti. 7’den 70’e kimsenin dilinden düşürmediği şarkılarını bize armağan olarak bıraktı.

20. ölüm yıl dönümünde Barış Manço’ya “Ömrümün sonbaharında” şarkısının son dizeleri ile veda edelim istedik.

Saygı ve Sevgiyle…

Hala kalem tutacak
Bir parça gücüm kaldı
Ömrümün sonbaharında
Hala yazıp çizecek
Birkaç satırım kaldı
Ömrümün sonbaharında
Ve hala beni dinleyen
Bir avuç dostum kaldı
Ömrümün sonbaharında