Depremin Çocuk ve Yetişkinler Üzerindeki Travmatik Etkileri

Deprem sadece şehirlerde yıkımlara neden olan bir doğal afet değildir. Deprem, aynı zamanda insan psikolojisini de yıkıma uğratır. Bu yıkımı, yarattığı travmatik etkiler olarak açıklamak mümkündür. Depremlerde diğer doğal afetler gibi travmaya neden olabilir. Depremi yaşamış bir kişide travma sonrası stres bozukluğu görülmediği gibi depremi hissetmemesine rağmen yalnızca iletişim araçlarından takip eden birçok kişide travma sonrası stres bozukluğu görülebilir.

 

Travma yaşamak için travmatik olaylara doğrudan maruz kalmak bir gereklilik değildir. Yaşam ve değer sistemlerimiz için ciddi bir tehdit olduğu hissedilen, olağandışı her türlü olay sonucu travmatik tepki gösterebiliriz.

 

Deprem sonrasında insan psikolojisi üç aşama geçiriyor; şok, pasifleşme ve toparlanma. Depreme doğrudan ya da dolayı (iletişim araçları ile) maruz kalan kişi psikolojik şok yaşamaktadır. Şok tepkisi kısaca, vücudun meydana getirdiği bir savunma mekanizmasıdır.

 

Depremin hemen ardından kişi kendini aşırı korkmuş, ne yaptığını bilemez halde hissedebilir ya da duygularının farkına varmayabilir. Kişiler tepkisizlik, bulunduğu ortamı ya da durumu algılayamama gibi belirtileri gösterebilir. Aniden ortaya çıkan ölüm korkusu, çaresizlik ve panik duygusunun artmasına yol açar. İnsanlar travmatik tepki denildiğinde genelde duygusal tepkiler akla gelir fakat travmatik tepkilerin sadece duygusal değil aynı zamanda fizyolojik, bilişsel ve kişilerarası boyutları da bulunur. Bunların hepsi normaldir. “Travmatik tepkiler anormal olaylara verilen normal tepkilerdir.”

Depremin Çocuk ve Yetişkinler Üzerindeki Travmatik Etkileri

 (Reuters)

Depremin Üzerimizdeki Travmatik Etkilerini Azaltmak Adına Yapabileceklerimiz

 

  • Deprem alanlarından görüntü ve videoları paylaşmamak. Bu içerikler halihazırda içinde bulunduğumuz durumda kişiler için ekstra  tetikleyici olabilir.
  • Empati kurun, travmanızın sosyal medya üzerinden paylaşılmasını ya da paylaşımların üzerinizde travma yaratmasını ister misiniz?
  • Kullanmanız gereken ilaçlarınızı kullanın, zor olsa da beslenme ve uyku ihtiyaçlarınızı karşılamaya öncelik verin.
  • Sevdiklerinizle vakit geçirin; duygu, his ve endişelerinizi paylaşın. Düşüncelerinizi paylaşmak tekrar güvende hissetmek için önemlidir.

 

Stresli olay sonucu oluşan düşünceler çok hızlı ilerler ve bazı durumlarda ne hissettiğimizi anlamak konusunda güçlük çekebiliriz. Duygu paylaşımları ne hissettiğimizi anlama ve anlamlandırma çabamıza destek verebilir.

 

Depremin Çocuklar Üzerindeki Etkileri 

Depremin Çocuk ve Yetişkinler Üzerindeki Travmatik Etkileri

(Reuters) 

 

Çocuklar ben güvendeyim, dünya güvenilir bir yer düşüncesine tam anlamıyla 0-3 yaş döneminde kazanmış olurlar. Yetişkinlerde olduğu gibi, depremin çocuklar üzerinde de travmatik etkiler yaratır. Çocuklar en çok deprem sonrası yaşanacak belirsizliklerden dolayı korkar. Bazı çocuklar deprem gibi doğal afetleri çok daha derin ve stresli şekilde yaşarlar. Bu çocuklar travma sonrası stres bozukluğuna çok daha müsait haldedirler. Bu olayları bizim algıladığımız halinden çok daha farklı algılayıp bu olayları gerçekçi olmayan düşüncelerle besleyebilirler.  Deprem sonrası çocuklara nasıl yaklaşılacağını bilmek çok önemlidir. Çocuklardan yaşanan  olayları saklamak yerine bu olaylar hakkında bilgilendirmek, onların da bu süreci yaşadıklarını göz ardı etmemek gerek. Çocuklar anlamadıkları şeylerden korkarlar. 

Çocuklara depremin nasıl olduğu, nadir yaşanan bir durum olsa da  kışın nasıl kar yağıyor yağmur yağarken şimşek nasıl çakıyor ise  bu olayın da doğal bir olay olduğu anlatılmalıdır. Çocuklarla konuşurken çocuğun göz hizasına inmek ve ellerine tutmak onların güven ihtiyaçlarının karşılanmalarına destek olur. Bunun yanında çocuğa, güven verici birtakım örneğin; birlikteyiz, seni seviyorum, seninleyim gibi cümlelerin  sıkça kullanılması ve tekrar edilmesi rahatlatıcı bir etki oluşturur.

Çocukların endişeleri dinlenmeden geçiştirici cevaplar verilmesinden kaçınılması gereklidir. Öncelikle çocuğun korkusu paylaşabileceği bir alana ihtiyaç vardır. Çocuklar korkularını paylaştıktan sonra hala korku duydukları olaylar devam edebilir. bu noktada kendimizi hazır hissettiğimizde bu konu ilgili tekrar paylaşımlar yapabiliriz. Çocuğun ‘korku’ duygusunu yaşamasına izin verilmelidir. Çocuk ancak böylelikle kendisini sakinleştirme becerilerini kazanabilir.

Birkaç hafta içinde yapılan önerileri uygulamanıza rağmen, yaşadığınız deprem travmasının olumsuz etkilerinde bir azalma meydana gelmediyse ya da bu tepkilerin gittikçe artığını hissederseniz ve yaşadığınız bu travma ile başa çıkamadığınızı düşünüyorsanız bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşebilirsiniz.