“Her Şey Her Yerde Aynı Anda” adından uzunca söz ettiren bir film oldu. Film en kısa anlatımıyla dünyayı kurtarması gereken bir kadının atıldığı zorlu bir maceranın hikayesini konu ediniyor.
Öncelikle filmde Evelyn adındaki kadın karakterin hayatından pek memnun olmadığını anladığımız bir anlatı ile karşılaşıyoruz. Yıllar önce kocasıyla birlikte Çin’den Amerika’ya göç eden Evelyn, Amerika’da yeni bir hayata başlar. Aile hayatı ve işiyle oldukça sakin bir hayatı olan Evelyn, bir anda asla tahmin edemeyeceği farklı gerçekliklere sahip evrenlerde bulur kendisini.
Bu gerçekliklerden birinde dünyayı kurtarması gerekiyordur. Yaşayabileceği alternatif hayatlarla yüzleşen ve diğer evrenleri keşfeden Evelyn, hayatındaki değişimi yaratacak tek kişinin kendisi olduğunu; eğer dünyada bir değişim gerekiyorsa bunu yapacak tek kişinin insanın kendisi olduğunu anlayacaktır.
“Swiss Army Man” adındaki filmleri ile tanınan Daniel Kwan ve Daniel Scheinert iki usta yönetmen filmin yönetmen koltuğunda oturuyor. “Her Şey Her Yerde Aynı Anda” filmi için şimdiden “kült film” diyenler var. İçinde bulunduğumuz çağın sorunlarına göz kırpan filmin atmosferi oldukça duygusal bir şekilde kurulmuş, film sonunda ağlayanlar mevcut ben de dahil.
Her şeyin hiçbir şey olduğu film de hayatta yaptığımız seçimlerin yarattığı kelebek etkisi ile yüzleşiyoruz. Film, her bakımdan ustaca ele alınmış bir hikayenin kadraj, karakter ve oyuncular ekseninde taçlandırılmasıyla birlikte ortaya bir şaheser çıkıyor. Filmde evrenler içerisinde karakterlerin farklı halleri ile karşılaşıyoruz başta anlaması zor olsa da film hızlı akan temponun içerisini anlaşılması adına bilgileri ipucu olarak serpiştiriyor.
Filmin özellikle başardığı şey izleyiciyi bir his bombardımanı tutması. Sinemanın en büyük gücü olan duyguları hissettirme ve filmin içerisine çekme bu filmde üst seviyelerde yaşamış oluyoruz. Bu çoklu evrenleri konu alan film yapısı itibari ile dikkati dağınık kişiler için odaklanması güç bir dünyayı sunuyor ancak filmin evrenleri bir arada tutan, filmi izlenebilir kılan kolayca anlaşılabilecek basit hikâyesi anlamayı kolaylaştırıyor. Aman, gözünüz çok korkmasın!
Filmin basit hikayesini anlatmak gerekirse film Amerika’da kocasıyla birlikte bir çamaşırhane işleten Çinli-Amerikalı Evelyn’in kızı Joy ile arasındaki çatışmayı temel alıyor. Kafasında kızının eşcinsel olduğu gerçeği Çin’den gelen babasıyla paylaşamıyor oluşuyla canı sıkılan Evelyn, aynı zamanda zorlu bir vergi dairesi görüşmesine hazırlanıyor. Gittikleri görüşme de kulağına taktığı bir kulaklık ve elindeki 3 adımlık bir not ile paralel bir evrenden gelen kocası Waymond tarafından akıl almaz bir yolculuğa sürükleniyor.
Karakterlerin çoklu evrenlerdeki hallerinin yeteneklerine ulaşabilmek için ani ve bir o kadar absürt davranışlarda bulunması gerekiyor. Bu davranışları gerçekleştiren karakterler ile film, The Matrix, Kung Fu ve Ratatouille gibi ünlü filmlere göndermelerde bulunuluyor. Hem çoklu evren hem de birden fazla film izliyor gibi oluyoruz. Tam bir his curcunası değil de nedir bu film?
Bildiğiniz Çoklu Evren Filmlerinden Değil!
Filmin çoklu evren konulu olsa da kişinin kendi hayatına dair aldığı kararların, seçtiği hayatın üzerindeki etkisini ve sevmeyi yeniden öğrenmeye çalışan bir ailenin yüzleşmelerini konu alıyor oluşu duygusallığın arşa çıkmasına sebep oluyor. “Her Şey Her Yerde Aynı Anda” filmi bildiğiniz çoklu evren filmlerinden değil anlayacağınız… İzleyicileri için derin duygusal mesajlarla katmanlanmış bu filmi Netflix’te izleyebilirsiniz, es geçmeyin!
Filmi izledikten sonra hayata dair hatırladığım en önemli ders şu oldu: Nazik ol! Hatta Evelyn’in eşi Waymond’dan bir alıntı ile bitireyim bu yazıyı: “Bildiğim tek şey, kibar olmamız gerektiği. Lütfen, kibar olun. Özellikle neler olup bittiğini bilmediğimizde.”