Bağımlılık denilince aklımıza gelen türler bellidir; alkol ve madde bağımlılığı. İnsanı ruhsal, bedensel ve zihinsel anlamda etkilemesiyle bilinir bu bağımlılıklar. İnsanların hayatlarına olumsuz yönde etkide bulunduğu gibi toplumun her kesimini de dolaylı yollardan etkiler. Üzerine kitaplar yazılmış, filmler çekilmiş bu bağımlılıkların yerine bir yenisi geliyor. Özellikle en çok Z kuşağının özne olduğu bu yeni bağımlılığın adı şaşırmayacağınıza eminim; internet bağımlılığıdır. Bana soracak olursanız eğer zihnimde” bağımlı olma” hali inanılmaz rahatsız edici bir his ile eşleşiyor. Doğrusu kimsenin zihninde de iyi bir his ile eşleşmiyordur bu bağımlı olma hali sanırım değil mi? İnsanların bir olguya, bir kişiye, bir duyguya bağımlı olacak derecede bağlı olması kişinin birtakım eksikliklerinden kaynaklandığını, hiçbir eksiği olmasa da bir boşluğuna denk geldiğini düşünüyorum. Peki insan internete niye bağımlı olur ya da bağımlı hale gelir veya getirilir?

 

Felsefe diyor ki “bir başka şeyle koşullanmış olma, o şeye bağlı olma durumu” bağımlılık demek imiş. Cebimize atalım bu bilgiyi. Bağımlılığın temelinde zevke neden olma yatıyormuş, bunu da cebe atalım. Tıpta ise madde veya davranışların artan miktarlarda tekrarlanmasıyla oluşan biyopsikososyal bir bozukluk olarak anlatıyor bağımlılığı. Bu tanımlamalarda yer alan bilgilerden yararlanarak günümüzde internete bağımlı olmanın sebeplerini az da olsa görebiliyoruz. İnternetin bizlere sağladığı kolaylıklar bir yana  artık onun sayesinde kullandığımız birçok sosyal medya uygulamalarının sunduğu içerikler ile “mutlu” oluyoruz. Bu mutluluk zamanla bizi uyuşturuyor. Zamanında televizyonun insanları hayattan soyutlaması ve ekran başına kitlemesi ile aptal kutusu olarak adlandırılmasına benzer bir durum yaşıyoruz. İnsan, her ne kadar onu diğer canlılardan ayrılmasına sebep olan iradeye sahip olsa da zayıf bir canlıdır. Burada hedonizme girmeyeceğim tamam. Kısacası sürekli mutluluk ve zevk verene yöneliyoruz. Bundan yüzyıllar öncesinde deselerdi ki size minik bir alet vereceğiz, el kadar olaca o alet, onunla ne isterseniz yapabileceksiniz; fotoğraf çekebilecek, film izleyecek, haber alabilecek, tanıdıklarınızla iletişim kurmak için kullanacaksınız o aleti. İnsanlar,“Hadi ordan be!” derdi. Vallahi durum pek iç açıcı değil…

 

İstatistiklerle konuşalım;

 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı “Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırması” tarafınca yayınlanan istatiksel bilgilere göre, Türkiye’de 2022 yılında internete erişim imkanı olan hane oranı %94,1 imiş. İnternet kullanan bireylerin oranı %85,0 oldu. Türkiye’de internet kullanım oranı 16-74 yaş grubundaki bireylerde 2021 yılında %82,6 iken 2022 yılında %85,0’ e yükselmiş. Erkeklerin  2022 yılında internet kullanım oranı %89,1 iken kadınların %80,9 olduğu görülüyor. Burada kadının aile içindeki konumuna ve sosyal yaşamdaki yerine değinmek gerekiyor lakin bu konuyu başka bir yazıda inceleriz. Bu yazının konusu değil. Peki bu internet bağımlılığı neyin nesidir?

 

Uykusuz kadın

Artık hayatın vazgeçilmez bir parçası olan internete iş, eğitim, sosyalleşme ve eğlence için “ihtiyaç” duyuyoruz. Evet, artık ihtiyaç duyuyoruz. Günlük yaşantının içerisinde kendine derin ve kalıcı bir yer edinen internet artık ondan kopamaz, onsuz bir yaşam düşünemez bir hale geldiğinde internet bağımlılığı yaşıyor olabiliriz. Uzmanların söylediğine göre internete dair yoğun zihinsel meşguliyet, internette geçirilen sürenin gittikçe artması, internette geçirilen zamanın azaltma çabasının faydasız olması, internete ulaşım sağlanamadığı takdirde depresif, agresif ve bitkin hissetme, her zaman internette planlanandan daha fazla zaman geçirme, sosyal hayatı riske atacak kadar fazla zaman harcama ve en önemlisi gündelik problemlerden veya istenmeyen duygulardan kaçmak için internette zaman geçirme internet bağımlılığını gösteren davranışlar arasında yer alıyor. Sen de kaç tanesi var?

Sizleri bu sorguyla baş başa bırakırken Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı  Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırmasına göre İnternet üzerinden öğrenme faaliyeti gerçekleştiren bireylerin oranını paylaşmak isterim: %15,9  2021 yılında %17,1 iken 2022 yılında bu oran %15,9’a geriledi. İnternete sadece boş vakit geçirmek için mi giriyoruz? Sanırım öyle, üzgünüm ama öyle…