- Mobilite’nin gelişimi ışığında, kurumsal BT yapıları nasıl bir değişim sergilemeli? (Güvenlik, network, veri depolama, vs)
- Bu mobil uygulamaları hayata geçirmek, geliştirmek veya güncellemek için nasıl bir strateji ön planda?
- Şirketler bu konuda danışmanlık desteği almaya nasıl bakıyor?
İnternet trafiğinin %70’lerin üzerinde -ki bu her geçen gün artış gösteriyor- olduğu günümüzde şirketlerin ve kurumların da iş süreçlerini mobilite’ye uyarlamaları kaçınılmaz bir noktaya getiriyor.
Şirketleri mobilite’ye yönlendiren faktörlerin başında çalışanlarının verimliliğini artırmak geliyor. Artık çalışanlar da şirketlerinden mobil teknolojilere artık daha çok yatırım yapmasını talep ediyorlar. Mobilite ve mobil cihazların gelişimi şirketleri değişime zorlarken, bu dönüşüm daha etkin bir Mobilite yönetimini de zorunlu hale getiriyor. Mobilite’nin her geçen gün gelişimi ve üretilen data şirketlerin donanımsal ve altyapısal (network, server, storage vs.) ihtiyaçlarını arttırmaktadır. Ofis dışından çalışmaya gelince, pazar genelinde şirketlerin %40’ı-düşük bir oran- uzaktan çalışmaya olanak sağlayacak mobil uygulamaların sağlanması konusunda gerekli adımları atmış durumdalar. Büyük ölçekli firmaların %80’i mobilite konusunu gündemlerine almış durumdalar.
Mobilite Yönetiminde Bilgi Güvenliği
Mobilite’nin yönetimi konusunda üstünde durulması gereken konulardan biri bilgi güvenliği. Mobil cihazların yönetiminde karşılaşılan sorunların başında destek ve bakım süreçlerini yürütme ve bilgi güvenliği konusunda endişeler başta yer alıyor. Şirketlerin neredeyse yarısının mobilite yönetiminde endişeli oldukları görülüyor. Mobilite yönetiminde halen bilgi güvenliği endişesi yaşanmaktadır. Büyük ölçekli firmaların büyük kısmı bu endişeyi taşımaktadır. Özellikle global Mobil Cihaz Yönetimi(MDM) yazılımı üreticileri, ürünlerini güvenlik çözümlerini içerecek şekilde paketlendirip sunmaya başladılar. Şirketler de cihaz yönetiminin güvenlik çözümü ile birlikte sunulmasını hem maliyet hem de işlevsellik açısından tercih etmekteler.
Maliyet konusu önemli olsa da ilgi çeken ve olumlu bir nokta, maliyetlere dair kaygıların ilk sıralarda yer almamasıdır. Uyumluluk ve veri gizliliği standartlarına dair yaşanan zorluklara ise büyük ölçekli firmalarda daha sık rastlanıyor. Özellikle KVKK(Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) kapsamında uyulması gereken hem şirket içi hem dışa dönük idari ve teknik zorunluluklar, mobilite’de bilgi güvenliğinin önemini daha önceliklendirmektedir.
Mobilite Yönetimi ve Sanallaştırma Çözümlerinin Önemi
Gerçek bir mobilite yönetimi için masaüstü sanallaştırma (Desktop Virtualisation) güvenlik çözümleri gibi, mobilite’nin olmazsa olmaz noktalarından biri haline gelmiş durumda. Şirketlerin artık büyük kısmı mobil bir yapıda masaüstü sanallaştırmanının önemine inanıyor ve gerekli görüyor. Aynı şekilde uygulama sanallaştırmayı aynı önemde görürken, bu iki sonuç sanallaştırmanın mobilite’de ki yerini her geçen gün daha da güçlendirdiğini gösteriyor. Şirketler mobil destekli bir organizasyon olmak adına ayrıca web tabanlı uzaktan desteğe, dosya paylaşımı ve depolama hizmetlerine, kurumsal mobilite yönetimine büyük önem vermek zorundalar ve bunun için gerekli altyapısal ve teknolojik yatırımları yapmak zorundalar.
Mobilite Daha Fazla Yaygınlaşmalı
Kurumsal pazar genelinde firmalarının yarısından fazlasının çalışanların istedikleri yerde çalışmasını destekleme konusunda bir ne yazık ki çalışmalarının olmadığı görülüyor.
Ülkemizde firma ölçeği büyüdükçe; çalışanların bu konuda desteklenme oranları yükseliyor. Bu konuda özellikle trafik keşmekeşinin yaşandığı şehirlerimizde mobilite kesinlikle teşvik edilmelidir. Bununla ilgili şirket içi iş ağaçlarının oluşturulup mobilize edilebilecek çalışanlar belirlenmeli ve yapılar buna göre yeniden düzenlenmelidir. Ülkemizde bu konuda danışmanlık veren birçok şirket mevcut fakat büyük ölçekli şirketler dışında henüz bu farkındalık oluşmadığından, bu tarz danışmanlık ve eğitim çalışmaları maliyet olarak görülmekten öteye gidemiyor. Sadece özel sektör değil, kamuda da ciddi bir mobiliteye geçiş stratejisi oturtulmalı ve teşvik edici hamleler yapılmalıdır. Büyük ölçekli organizasyonların %80’inde esnek ve evden çalışma söz konusu fakat KOBİ’lerde de bu farkındalığı oluşturmak esas alınmalı ve teşvik edilmelidir.
Mobilite farklı bir açıdan bakıldığında olumlu değişimlerin öncü gücü olduğu görülüyor. Mobilite’nin değişime teşvik ettiği alanların başında ofislerin son teknoloji donanımlarla donatılması geliyor. Diğer firma ölçeklerinden farklı olarak büyük ölçekli firmalarda ise uzaktan çalışan kişilerin ihtiyaç duyduklarında ortak bir masaüstü paylaşımı çalışmalarını sürdürüyorlar.
Mobilite firmaların mekân bağımsız esnek çalışma ve evden çalışma yönünde bir dönüşüme yönlendiriyor ve bu da şirket içi diğer maliyet kalemlerinde ciddi bir tasarrufta bulunmalarını sağlıyor. Şirkete ulaşım, şirket içi harcanan elektrik enerjisi, su ve en önemlisi ulaşımda harcanan zamandan tasarruf sağlanmış oluyor.
Çalışanların uygulama ve verilere ulaşım yerleri ve mekânları da mobilite için önemli bir nokta. Çalışanların %80’i verilerine ofislerinden ulaşırken, yine %75’i şirketlerinin proje bölgelerinden veya sahadan verilere ulaşabiliyor; % 60’ı evlerinden de ulaşırken, ilginç bir sonuç ise %65 ile şahsi araçlarından ulaşıyor olmalarıdır. İstanbul gibi trafiğin yoğun olduğu bir kentte bu sonuç mobilite’nin önemini yeterince göstermektedir. Diğer dikkat çekici bir sonuç ise, kafe restoran gibi mekânlardan erişimle ilgili de %60’lık bir oran olmasıdır.
Mobilite’nin Şirket İçi Birim ve Departmanlara Yönetimsel Katkısı
Şirketler incelendiğinde mobil çözümler kullanan veya kullanacak departmanların başında; satış ve pazarlama departmanları en önceliklidir. Yapılan araştırmalarda şirket içi önem sırasına göre bakıldığında ‘satış ve pazarlama’ departmanları ilk iki sırayı alırken, idari, kurumsal yönetim birimleri ve satın alma bölümleri de sıralanmaktadır. Büyük ölçekli firmalarda ise bilgi sistemleri departmanları ilk sıralarda yer buluyor. Bu birimler mobilite de öncülüğü üstlenen birimler olarak da öne çıktığını görüyoruz.
Şirketlerde bu birimler mobiliteyi ne kadar sahiplenir ve uygulayıcı pozisyonunda olursa, şirket içi dönüşüm heyecanı ve bilinci o derece arttığı görülmektedir. Mobilite’nin bu departmanlar da uygulanmasından doğacak olan verimlilik ve uyumluluk hem şirket içi diğer birimleri teşvik edecek hem de pazarda rüzgârı esen mobilite trendini daha da güçlendirecektir.
Bu yazımızda daha önce bahsettiğimiz gibi şirket içi süreçleri dönüştüren ve itici güç olan konuların başında mobilite’nin gelişimi ve uygulanması yer alıyor. Mobilite ve mobil cihazların gelişimi rekabetin hat safhada olduğu tüm sektörlerde şirketleri de değişime davet ediyor. Tüm bunlar şirketler için ayrıca daha etkin bir mobilite yönetimini, teknik ve kanuni yeterliliği de zorunlu kılıyor.
Ülkemizde birçok sektörün kalkınmasında ve dönüşümünde onsuz-olmaz olgularından biri haline gelen “mobiliteye adaptasyon” ve teşvik için kanuni düzenlemelerde epey yol alınmış olsa da, bilinçlendirme ve farkındalık konusunda özellikle KOBİ’lerimiz için ciddi adımlar atılması elzem görünüyor.