Tarihi

İskenderiye Kütüphanesi milattan önce 3. yüzyılın başlarında Ptolemaios tarafından kuruldu. Ptolemaios, Büyük İskender’in ölümü ile dağılan imparatorlukta kurduğu bir hanedanlık ile başa geçmişti. Babası Lagus, Büyük İskender’in kumandanlarından biri olmasına rağmen, Ptolemaios savaşı hiçbir zaman sevmedi. Savaş açıp sınırları genişletmek yerine, bilim ve edebiyata olan düşkünlüğü ile bilinirdi. Kurduğu hanedanlık ile Mısırlıların gelenek, görenek ve dinlerini benimseyerek onların sevgisini kazandı. Mısırlarının eski kanunlarını ve dinlerini benimsemekle kalmayıp, eski mısırlarının lakabı olan Firavun unvanını alarak onları taklit etti ve kız kardeşi ile evlendi.

Ptolemaios kurduğu bu devletin ana merkezini İskenderiye olarak belirledi. Şehirde onarımlar ve geliştirmeler yaparak o zamanın en meşhur şehri haline getirdi. Bu şehrin en önemli eseri İskenderiye Kütüphanesi idi. Hem müze hem kütüphane olarak işlev görev bu yapıt, aynı zamanda bir bilim merkezi idi. Müzede o zamanda bilinen bütün hayvanların ve bitkilerin örnekleri vardı. Aynı zamanda bu yapıda botanik bahçe, rasathane, insan vücudunun incelenmesi için otopsi salonu açmıştı. Müzenin diğer binalarında fizik, kimya, tıp, astronomi, matematik, felsefe, edebiyat ve fizyoloji gibi konularda işleniyordu.

Başka kaynaklar bu kütüphanede 900 bin el yazması olduğu söylemektedir. Kütüphanenin büyük bir çalışan kadrosu olduğunu ve krallar tarafından desteklen bir yayınevi işlevi de görüyordu. Kütüphanede dönemin önemli isimleri olan Matematik bilgini Öklides, mekanik bilimci Arkhimedes, tıp bilimci Herofilos, gök bilimci Eratosthenes, Batlamyus gibi isimlere de ev sahipliği yapmıştır.

Müzenin en önemli kısmı kütüphaneydi ve kütüphane müdürü bulabildiği her eseri alma yetkisine sahipti. Mısır’a giren her kitap, bu kütüphaneye getirilmesi zorunluluğu vardı. Burada kitabın bir kopyası çıkarılır ve kitabın sahibine verilirdi. Aslı ise kütüphanede kalırdı. Kütüphanenin yurt dışına gönderilen bir memur ekibi bulunmaktaydı. Bu memurlar buldukları kitapları satın alıp buraya getirirdi. Bunun sonucunda kaybolmaya yüz tutmuş kitapları güvenli bir yerde toplamış oldular.

Yıkılışı

İskenderiye kütüphanesinin yıkılışı konusunda birden fazla kanı vardır. Genel kanı Hristiyanlar tarafından antik pagan tapınakların ve yapıların yok edilişi sırasında yıkıldığıdır. Bu kanıya göre Bizans’ın mısır valisi Osiris tapınağı olan bir arsayı kilise yapılması için Hristiyanlara verdi. Burada yapılan kazılarda bazı eski dine ait yazıları olan bir taş çıktı. Hristiyanlar bunu bir alay konusu yaptı. Şehirde oldukça kalabalık olan pagan inancına sahip olanları kızdır ve ayaklandırma çıktı. İki taraf çarpıştı ve İskenderiye Kütüphanesinin olduğu kısım yerle bir edildi. Dönemin valisi sebep olarak kütüphaneyi öne sürdü. Bunun üzerine imparator kütüphanenin tüm eserlerini yakılarak yok edilmesini emretti.

Bir başka kanı bölgenin Müslümanlar tarafından alınmasından sonra Mısır fatihi Amr İbnül-As tarafından yakılarak yok edildiği öne sürülmüştür. Bu kanı birçok ilim adamları tarafından reddettiği yazmaktadır.

Bir diğer söylemde şehrin Sezar tarafın şehrin kuşatıldığı zaman yok edildiğidir ama sadece bir kısmı yok edildiği düşünülmektedir.

Yeni İskenderiye Kütüphanesi

Yakılan İskenderiye kütüphanesinin bulunduğu alanda Yeni İskenderiye Kütüphanesi yapılmış ve 2002 yılında hizmete açılmıştır.